Bakan Tunç açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları yönünde bir hüküm vardı. Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu iptal kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından değerlendirildi ve yeni bir düzenleme yapılmadı.
Burada özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanlar bakımından daha çok uygulamada bir problemle karşılaşılmıştı. Asıl örnekler bununla ilgiliydi. Bir kişi toplantı ve gösteri yürüyüşüne yasa dışı bir gösteriş yürüyüşüne katıldığında 2911 sayılı kanuna göre bir cezası var ceza alıyordu ama o yasa dışı gösteriyi düzenleyen örgüt hangi örgüt ise o örgütün üyesi gibi ayrıca bir cezalandırma söz konusuydu.
Burada Anayasa Mahkemesi her bir fiilden dolayı her iki suç bakımından ayrı ayrı cezalandırmayı suç ve ceza dengesi bakımından ağır bulduğu gerekçesiyle bir iptal kararı vermişti ve bu iptal kararı doğrultusunda tabii meclisimizde yeni bir düzenleme yapılmayınca burada kişilerin bu şahısların işledikleri suçlardan ceza alacağı ama örgüt üyesi olmadıkları için örgüt üyesi gibi cezalandırılmayacağı gibi bir sonuç ortaya çıktı.
200-700 KİŞİNİN TAHLİYE EDİLDİĞİ İDDİALARI YALAN
Burada basına intikal eden rakamlar da doğru değil burada 200 kişinin tahliye edildiği, 700 kişinin tahliye edileceği şeklinde bir takım afaki rakamlar veriliyor. Bunlar doğru değil bunlar tabii ki tamamen anayasa mahkememizin kararı çerçevesi içerisinde suç ve ceza dengesi ve ceza adaleti bakımından gerçekleştirilen bir husus söz konusu. Burada 200 kişinin 700 kişinin PKK üyesi olduğu için tahliye edildiği gibi bir haber bu şekilde yansıtılması bir takım yanlış anlamalara sebebiyet veriyor.
Tamamen anayasa mahkememizin vermiş olduğu karar doğrultusunda suç ve ceza dengesi bakımından eğer bir kişi toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefetten ceza almışsa o katıldığı toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleyen örgütün üyesi olmasını üyesi olarak değerlendirilip ceza almasını Anayasa Mahkemesi Kanuni ilkesi ve suç ve ceza dengesi bakımından hukuka uygun olmayacağı yönünde bir karar verdi ve bu karar doğrultusunda işlem yapılıyor.
SİLAHI BIRAKMA SÜRECİ NE AŞAMADA VE DEM PARTİ GÖRÜŞMESİ
Terörsüz Türkiye konusu hayati öneme sahip konulardan biri. 41 yıldan bu yana ülkemizin gelişmesinin kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olan terör örgütü ve binlerce şehit vermemize neden olan büyük acılar yaşadığımız terör örgütünün kendini fes etmesi ve silahları yakması çok önemliydi. Türkiye 100 yılına başladığımız şu anlamlı dönemde çok önemli bir dönemeci aştı Türkiye. Ve şu anda terör örgütünün silah bırakması ile ilgili süreç takip ediliyor. Devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde bu süreç takip ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde de bu konuda bir komisyon kurulması çalışmaları da başladı ve gerekli görüşmeler partiler arasında diyalog da devam ediyor ve bu süreç içerisinde hepimizin temennisi çocuklarımızın milletimizin geleceğe güvenle bakması ve terörden arınmış huzurlu bir Türkiye’ye kavuşmak ve Türkiye’nin dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olabilmesi için önündeki en büyük engelin ortadan kalkması ve iç cephemizi güçlendirerek etnik kökeni ne olursa olsun hep beraber milletçe birlik beraberliğimizi daha da kuvvetlendirerek yola devam etmemiz noktasındaki önemli bir süreci ve hep beraber yaşıyoruz.
ŞEHİT AİLELERİNİ İNCİTECEK ADIM OLMAZ
Bu sürecin başarılı olması hepimizin temennisi süreç içerisinde devletimizin ilgili kurumları elbette ki tam bir koordinasyon içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Dışişleri Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımıza düşen hususlar var bu konularla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada özellikle kanunlarımız çerçevesi içerisinde hukuk çerçevesi içerisinde çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, hukuka uygun kanunlara anayasaya uygun bir şekilde yapılması gereken ne varsa yapmanın gayreti içerisindeyiz. Burada şehit ailelerimizi incitecek milletimizi rahatsız edecek hiçbir adım atılmaktadır.
MATTIA AHMET MINGUZZI CİNAYETİ
Ahmet Münguzzi’nin Kadıköy’de bir pazar yerinde hunharca hayattan koparılması hepimizi derinden sarsmıştı. Çok üzülmüştük. Hepimizin evlatları var. O şekilde öldürülmesi gerçekten yüreğimizi yaralamıştı. Hemen olayın akabinde, önce bir tedavi süreci oldu, ardından hastanede vefat etti. Vefatına çok üzüldük. Ben de hemen ailesini arayarak başsağlığı dileklerimi ilettim. Bu noktada, gerekli soruşturma ve kovuşturmanın etkin bir şekilde devam edeceğini aileye ifade ettik ve süreci takip ettik.
Bu süreç içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız da olaydan haberdar olduğunda aileyi kabul etti ve aileyle görüştü. Bu konuda özellikle soruşturma ve kovuşturmanın takipçisi olacaklarını, sorumluların ve suçluların en geniş anlamda cezalandırılması için süreci yakından izleyeceklerini ifade ettiler.
Tabii ailenin hassasiyeti çok yüksek. Pırıl pırıl bir evladımız Ahmet Münguzzi’nin kaybı, sadece ailesini değil, hepimizi derinden üzdü.
Onu o şekilde katleden kişilerle ilgili olarak yargımız gerekli soruşturmayı başlattı. Şu anda 18 yaşından küçük dört kişiyle ilgili dava, İstanbul Anadolu Adliyesi 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Bu dört kişi 14-18 yaş aralığında ve yargılanmaları sürüyor. Süreci hep birlikte takip ediyoruz.
"GEREK MEZARLARIN TAHRİBİ GEREKSE AİLENİN TEHDİT EDİLMESİNE İLİŞKİN SORUŞTURMALAR HIZLI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLDÜ"
Bunun yanı sıra, ailenin tehdit edilmesiyle ilgili olarak sekiz kişi hakkında soruşturma açıldı. Bu sekiz kişiden beşi, suçu ve suçluyu övme suçundan — yaşları 18’den küçük olmak kaydıyla — 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Bir kişi ise tehdit suçundan 4 yıl 8 ay ceza aldı. Ayrıca aralarında yetişkinlerin de bulunduğu iki kişi daha vardı. Bu yetişkinlerden biri, suçu ve suçluyu övme suçundan 2 yıl 3 ay, diğeri ise tehdit suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Tüm bu cezalar ilk derece mahkemelerinde verildi. Bunun yanı sıra, mezarların tahribiyle ilgili olarak da bir kişi Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu kişinin tutukluluk hali devam etmektedir.
Gerek mezarların tahribi gerekse ailenin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmalar hızlı bir şekilde yürütüldü ve gerekli cezalar yargımız tarafından verildi. Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava süreci de dört çocuk açısından devam etmektedir.
Aileyle yaptığımız görüşmelerde, ceza adaleti sistemi bakımından yapılabilecekler ele alındı. Aile, başka annelerin aynı acıyı yaşamaması ve etkin bir soruşturma yapılması adına çeşitli önerilerde bulundu.
Burada özellikle çocuk yaşta, gerek suç mağduru olan gerekse suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak; ceza adaleti sistemi bakımından hem caydırıcılık hem de mağdur çocukların korunması açısından, soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarında yapılabilecekleri değerlendirdik.
Biliyorsunuz, Ceza Kanunu’na göre 12 yaşın altında ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. 12-15 yaş arası çocuklar için ise adli tıp raporuna bağlı olarak sınırlı sorumluluk söz konusudur ve cezada indirim uygulanır. 15-18 yaş aralığında ise yine adli değerlendirme yapılmakta ve cezai sorumluluk olmakla birlikte belli oranda indirim uygulanmaktadır.
Tüm bu hususlar yeniden değerlendirilebilecek konulardır. Çocuklarımızın korunması çok önemlidir. Özellikle çocukların suça sürüklenmekten ve suçtan zarar görmekten korunması büyük bir önceliktir. Çünkü çocuklar, çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız gruptur.